COVID-19 Denizciliği Nasıl Etkiledi?
Ekonomi ve sosyal hayat başta olmak üzere, küresel birçok alanda etkilerini gösteren COVID-19 pandemisi; Dünya ticaretinin önemli ve büyük bir bölümünü oluşturan denizcilik sektörünü de etkilemiştir. Denizcilik sektöründe diğer sektörlere kıyasla pandeminin etkileri daha az görülmüş olsa da süreç içerisinde çeşitli aksaklıklar, gecikmeler meydana gelmiş ve buna bağlı olarak yeni regülasyonlara olan ihtiyaç kaçınılmaz olmuştur. Bu bağlamda; pandeminin denizcilik üzerindeki etkileri ve gelecekte bu alanda alınması gereken önlemlerin değerlendirilmesi bir gereklilik haline gelmiştir.
Küresel ticaretin %80’inden fazlasının deniz yoluyla gerçekleştiği düşünüldüğünde; birçok ülke için enerji kaynaklarının ve önemli maddelerin temini açısından deniz yolu ticaretinin aksamadan devam etmesi hayati önem taşımaktadır. Ancak pandemiyle mücadele kapsamında hem küresel hem de yerel bazda alınan tedbirler, operasyonel aksaklıklara ve gecikmelere neden olmaktadır.
Çeşitli limanlarda yanaşma öncesi uygulanan 14 gün karantina, gemilerin kumanya/malzeme ve diğer ihtiyaçlarının tedarikinde yaşanan sıkıntılar, personel değişim planlarının aksaması ve birçok lokasyonda personel değişimi yapılamaması, denizcilik eğitimleri kapsamında planlanan uygulamalı eğitimlerin ve sertifikalandırmaların yapılamaması, gemi insanlarının liman çıkışı yapamadan uzun periyotlarla gemide çalışmak zorunda kalmaları pandemi sebebiyle oluşan aksaklıklara ve değişen uygulamalara örnek verilebilir. Yaşanan aksaklıklar sadece ekonomik ve operasyonel değil, gemi insanlarının yaşam standartları açısından da denizcilik sektörünü etkileyen unsurlardır. Bahsedilen zorluklar; sektörde yenilenmesi gereken ve gelişime açık olan konuların tekrar gözden geçirilmesi, gerekli alanlarda ise yeni uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. Yeni uygulamalara ve çalışmalara ihtiyaç duyulan konulardan biri de, şüphesiz Denizcilik Psikolojisi alanıdır.
Pandemi sürecinden önce, gemi insanları hâlihazırda uzun kontrat süreleri ve gemide yaşamın getirdiği zorluklar sebebiyle yıpranmaktaydı. Pandemi sürecinde ise personel değişimlerinin arzu edilen tarihlerde ve bölgelerde yapılamamasından dolayı gemi insanları kontrat sürelerinden daha uzun süre gemilerde çalışmak zorunda kaldı. Bu durum; gemi insanlarının planlanandan çok daha uzun süre yakınlarından uzak kalmalarına, önemli planlarının aksamasına, birçok limanda uygulanan çıkış yasakları sebebiyle sosyal ortamlardan izole olmalarına, mental ve fiziksel olarak iyi hissetmemelerine rağmen gemide çalışmak zorunda kalmalarına ve nihayetinde bu nedenlere bağlı olarak depresyon ve anksiyete belirtileri göstermelerine sebep olmaktadır.
Kumanya ikmallerinde liman kısıtlamaları sebebiyle meydana gelen yetersizlik, gemide hastalanan/yaralanan personelin sağlık desteği alamaması veya eksik alması gibi unsurlar gemi insanlarının bugüne kadar olduğundan daha yalnız hissetmelerine sebebiyet verdiği gibi, psikolojik iyi oluşun yanı sıra fiziksel iyi oluş konusunda da endişe verici bir tabloya yol açmaktadır.
Denizcilik sektörü, Dünya ticaretinin ve birçok gelişmenin öncüsü olmaya geçmişten günümüze devam etmektedir. Bu sebeple, denizcilik sektörü ve gemi insanları önemini fazlasıyla korumaktadır. Pandemi döneminde oluşan olumsuzluklar tüm noktalarıyla ele alınmalı ve sadece ekonomik, operasyonel ögeler değil; insan sağlığını ve yaşam standartlarını olumsuz etkileyen faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Hâlihazırda ihtiyaç duyulan ve geç kalınmış olan birçok uygulama pandemi vesilesiyle bizlere tekrar kendini hatırlatmıştır. Bu durumu bir fırsat olarak değerlendirerek, daha güvenli ve daha verimli denizler inşa etmek ise bizlerin elindedir.
Önder BÖLÜKBAŞI
Gemi Makineleri İşletme Mühendisi